Proje, kullanıcı odaklı yaşam anlayışını merkeze alan, 80 birimden oluşan bir devre mülk kompleksi olarak tasarlanmıştır. Amaç, yalnızca konaklama imkânı sunan bir yapı değil, aynı zamanda bütüncül bir yaşam deneyimi sağlayan bir çevre kurgulamaktır. Yerleşim kararlarında, araç trafiğinin proje alanının dışında tutulmasına özen gösterilmiştir. Böylece iç mekânlar ve açık alanlar, tamamen yaya kullanımına öncelik tanıyan, güvenli ve sosyal etkileşime açık bir düzende kurgulanmıştır. Bu yaklaşım, kullanıcılara huzurlu, erişilebilir ve insan ölçeğinde bir mekânsal deneyim sunmayı hedeflemiştir. Kompleks içerisinde konaklama birimlerinin yanı sıra restoranlar, ticari birimler, spa merkezi ve spor salonu gibi sosyal donatılar yer almaktadır. Bu işlevler, kullanıcıların günlük ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde, dinlenme, sosyalleşme ve sağlıklı yaşam pratiklerini destekleyecek bir bütünlük oluşturur. Mekânsal organizasyonda, bu farklı fonksiyonların birbirini tamamlayan şekilde konumlandırılmasıyla, kullanıcıların alanı bir tatil köyü konforunda deneyimlemeleri amaçlanmıştır. Tasarım sürecinde kullanıcı odaklılık, sürdürülebilirlik ve topluluk bilinci ön planda tutulmuştur. Açık alanlarda yaya dolaşımını teşvik eden yollar, sosyal buluşma noktaları ve peyzaj düzenlemeleri, projenin ana karakterini oluşturmaktadır.